Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Göz: Görme organı.
Tarih: 2016-08-01 13:32:32 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Göz Nedir
göz
İsimGörme organı
(bazı deyimlerde) Görme ve bakma
Cümle 1: Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Gözden uzaklaşmak. Göz önünde. Gözü keskin.İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış
Cümle 1: Hilekâr gözlerle baktı.Bakış, görüş
Cümle 1: Kardeş gözüyle bakmak.Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
Delik, boşluk
Cümle 1: İğnenin gözü.
Cümle 2: Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır. - Sait Faik Abasıyanıkİçine girilen, öteberi konulan, bölümleri olan bir şeyin her bölmesi
Cümle 1: Çantanın gözleri.
Cümle 2: Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu. - Z. O. SabaÇekme, çekmecelerin her biri
Cümle 1: Masanın gözleri.Terazi kefesi
Kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında bir şeye kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, nazar
Cümle 1: Dedim ya adamcağız göze geldi. Göz fena şeydir. - R. N. Güntekin
Cümle 2: İnsanı gözle yiyip bitirirler. - Ö. SeyfettinSevgi, ilgi, gönül bağlantısı
Cümle 1: Gözden düşmek. Göze girmek.Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri
Cümle 1: Göz aşısı.Bölüm, hane
Cümle 1: Dama tahtasında altmış dört göz vardır.Bazı yaraların uç bölümü
Cümle 1: Çıbanın gözü.yoğun işler yüzünden bir şeyle ilgilenme imkânı bulamamak
Cümle 1: İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum. - O. Kemalgöz boyamak işi
uyanmak
kendine gelmek, ayılmak
Cümle 1: Eczacının yaptığı bir adrenalin iğnesinden sonra gözlerini açtı. - H. Tanerbakışlarını ayıramamak
Cümle 1: Emine, Tevfik'ten bir türlü gözlerini alamıyordu. - H. E. Adıvar
Cümle 2: Erkek olsun, kadın olsun, yüzüne bakanların, dakikalarca gözlerini alamadıklarını görmüştü. - R. N. Güntekingözlerini yarı kapamak
Cümle 1: ... inleyerek, gözlerini bayıltarak nasıl düştüğünü anlatıyor. - M. Ş. Esendalgözlerini, akı çok görünecek biçimde açmak
Cümle 1: ... birisinin âşıklı maşuklu bir masal söylediğini işitti mi karşısında apışıp gözlerini belertiyordu. - R. N. Güntekingözlerini aşırı yormak
Cümle 1: Her gece fasılasız çalışmak gözlerimi bitirdi. - Ö. Seyfettinöfke ile bakmak
Cümle 1: Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri gözlerini devire devire bağırıyor. - Ç. Altanöfke ile bakmak
Cümle 1: Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri, gözlerini devire devire bağırıyor. - Ç. Altandikkatle bakmak, gözünü ayırmadan bir yere veya bir kimseye bakmak
Cümle 1: O sert bir tavır alıyor, gözlerini Ali Rıza Beyin gözlerine dikerek adamcağızı büsbütün şaşırtıyordu. - R. N. Güntekinşaşkınlıkla, hayretle bakmak
biriyle göz göze gelmemek için gözlerini başka tarafa çevirmek
Cümle 1: Bazen böyle bir tesadüf olursa, gözlerini kaçırmayı doğru bulmuyorlardı. - R. N. Güntekinkandırmak, yanıltmak; gösterişle aldatmak
Cümle 1: O kadar gürültüyle herkese göstermek istediği kudret çalımı, demek, gençlerin gözünü boyamıyor. - H. E. Adıvar
Cümle 2: Karaköy, Unkapanı kıyılarında biraz yeşil park kırıntıları ile gözlerimizi boyamaya başlamıştı.bk. gözünü kan bürümek
ölmek
Cümle 1: Genç yaşında hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu. - N. Arazbirine çok kötülük etmek
Cümle 1: Asırlarca birbirlerinin kanlarını emen, gözlerini oyan unsurlar, kol kola oynadılar. - Ö. Seyfettinçok sevindiği yüzünden, gözlerinden belli olmak
Cümle 1: Zayıf bir kızı severdim / Gözlerinin içi gülerdi. - N. Cumalıutancından yüzü çok kızarmak
gerçekleşmesini çok istediği bir dileğine erişmeden ölmek
fırsattan yararlanma, kurnazca davranma
Cümle 1: Erkekler için gözü açıklık, daha doğrusu açıkgözlük geçerlidir. - Ç. Altaniyiyi kötüyü veya kendisine yarayanı ayırt eder duruma gelmek
Cümle 1: Mektepten, kitaplardan fazla bu gençlerin muhitinde gözleri açılmış. - Y. K. Beyatlıgözü yaralanıp kör olmak
önceden iyi göremediği bir şeyi sonradan görür olmak
gözü alışmak
Mecazibir şey ilk etkisini yitirmek, yadırganmaz olmak
uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşmek
bir işi becerebileceğine inanmamak, yadırganmaz olmak
bırakılan bir şey veya kimse ile ilgili tedirginliği sürmek
Cümle 1: Benim gibi bir adama teslim ettikten sonra gözü arkada kalmazdı. - R. N. Güntekinbağlanmak, tutulmak
büyülenmiş bulunmak
bulanık görmeye başlamak
büyük emeller beslemek
ilenç olarak söylenen söz
gözün kör olsun
gözü bir noktaya dikili olarak dalgın bakmak
çok istenen bir şeyin yeterli miktarı elde edildikten sonra daha çoğunu istememek
bir şeyi ele geçirmek isteğine kapılmak
Cümle 1: Bizim canımıza, malımıza hangi devlet göz dikmişti? - Y. K. Karaosmanoğlu"geberesi" anlamında bir ilenç
aşırı bir isteğin, öfkenin etkisiyle ne yaptığını bilmez duruma gelmek
Cümle 1: ... bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti. - Sait Faik Abasıyanıköfkeden gözü hiçbir şey görmez duruma gelmek
hiç kimseye, hiçbir şeye önem, değer vermemek
Cümle 1: Bir kere fevrî, hemen parlar, kızınca gözü dünyayı görmez. - A. İlhanbir şeye aşırı ilgi göstermek, önemle bakıp korumak
Cümle 1: Doğru, hakları vardı, koskoca sandalıyla da beraber gömemezdiler ama çok sevdiği, gözü gibi esirgediği ağlarıyla gömebilirlerdi. - Sait Faik Abasıyanıkpek çok sevmek
bir şeyi istemeden görmek, elinde olmayarak bakmak
neşelenmek, ferahlamak
bk. gönlü tok
görmez olmak
belli bir şeyden başka bir şeyle ilgilenmemek
öfke sonucu en kötü şeyleri yapacak duruma gelmek
görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek
Cümle 1: Bu futbolcu antrenmanda göz doldurdu.artık ona değer vermemek
iyi insan olmadığı yüzünden, bakışından belli oluyor
heyecana kapılıp başka hiçbir şeyle uğraşamaz duruma gelmek
bir kimseyi tanıyacak gibi olmak
birdenbire veya istemeden görmek
Cümle 1: Demin şu pencereden gözüm denize ilişince, kendimi Roma'ya giden bir vapurda sandım. - P. Safaelde edemediği bir şeye karşı isteği sürmek
elde edemediği bir şeyi kıskanmak
Cümle 1: Ben herkesin gözü kalsın istemem yediğim lokmada. - N. Cumalıçevresinde olup bitenin farkına varmamak, ilgisiz kalmak
Cümle 1: Ali Rıza Bey, pek gözü kapalı bir adam değildi. - R. N. Güntekinbaşı dönmek, hafif baygınlık geçirmek
Cümle 1: Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan'ın gözleri gene kararıyordu. - P. Safaumutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek
gözünde hafifçe şaşılık bulunmak
istemeyerek bakıvermak
Cümle 1: İstemeye istemeye gözleri lokantacıya kaçtı. - Ö. Seyfettinbir işi yapabilme konusunda kendisine veya başkalarına güvenmek
Cümle 1: Şimdi Murat dağlarında eğlenirim, beni bulmak istersen, adamlarının da gözü keserse oraya yolla. - T. Buğra(bir şey) gözü, görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek
bir işi yaparken kendine veya başkalarına güvenmemek
beğenip seçmemek
Cümle 1: Kendi deyimiyle otuzu geçtiği hâlde isteyenler arasında kendine uygun birisini gözü kesmediği için evlenmemişti. - N. Cumalıgözü hiçbir şey görmeyecek ölçüde öfkelenmek
daha önce geçirdiği kötü bir denemeden sonra birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği kanısına varmak
Cümle 1: Yabancı bir iklimde, ebedî olarak yaşamaya mahkûm olduktan sonra bundan üstün hangi bir cezadan gözümüz korkabilir. - Y. K. Karaosmanoğlugözü kör olsun
Teklifsizbazı zorunlu durumlarda zararı istemeyerek kabullenmeyi anlatır
ihtiyaç duyulan şeyin yokluğu karşısında söylenir
Cümle 1: Paranın gözü kör olsun.bir şeyi ele geçirmek isteği beslemek
Cümle 1: Allah bilir, milletvekilliğinde de gözü vardır. - H. Taner
Cümle 2: Kadında gözü olanlardan birinin kuracağı pusu; derelerden birinde vurulup kalacaksın. - N. Cumalıbir şeye sahip olmayı istememek
heves beslememek, fazla önem vermemek
Cümle 1: Giyinip kuşanmakta, gezip tozmakta gözüm yok. - R. N. Güntekinkör olmak
güvenmemek
Cümle 1: Azarlayıp, adam olmazsın sen nafile... Gözüm hiç su içmiyor senden. - O. Kemalyanında, mevcudiyetinde
Cümle 1: Çocukluğundan beri onun bir siniri de aydınlıkta başkasının gözü önünde uyumaktı. - R. N. Güntekindikkati çeken bir şeyden bakışlarını ayıramamak
Cümle 1: Gözleri başka bir sahifenin ortalarına takıldı. - P. Safagözle işaret etmek
ölmek üzere olmak
güvenmek, beğenmek
Cümle 1: Şu botta bu kadar er var, içlerinde gözüm bir seni tuttu. - H. Tanergüvenmemek, beğenmemek
Cümle 1: Fakat atlamayı gözüm tutmuyor, kudretim gittikçe tükenerek kımıldamadan bekliyorum. - R. H. Karayuyuyamamak
Cümle 1: Gecelerce gözüm uyku tutmadı.
Cümle 2: O gece Aşağı Sazan'ın gözünü uyku tutmamıştır, birçok pencerede ışık vardır. - R. N. Güntekinkıskançlık sebebiyle herkesin ilgisini çekmek
Cümle 1: O, dükkânı sana vereyim dedi, ben istemedim. Neme lâzım, bin kişinin gözü üstünde kalacak. - M. Ş. Esendalherkesin dikkatini çekmek
Cümle 1: Görevim gereği dikkatli olmam gerekiyordu, bütün gözler üstümdeydi. - E. Benerbir işi yapacak güç ve yeteneği kendinde bulamamak
daha önceden denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek
Cümle 1: Artık bu tedaviden bıkmış usanmış, adamakıllı gözü yılmıştı. - P. Safa
Benzer Kelimeler
göz akı göz alıcı göz altı kremi göz aşinalığı göz aşısı göz bağcı göz bağcılık göz bağı göz bankası göz banyosuBulmacada Göz
Bulmacada Göz sorusunun cevabı nedir?
Kare ve çengel bulmacalarda "Göz" sorusunun yanıtında boşluk 4 harflidir ve cevabına DİDE yazabilirsiniz..
Tarih: 2016-08-01 13:32:32 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Göz Ne Demek: Sevgi..
Yorum Yapx